21 Aralık 2011 Çarşamba

İlk İspanyol Bilim Kadını: Almodóvar


----------sıpoylır------------sıpoylır-----------sıpoylır------------sıpoylır----------

Trailer'ını uzun süre önce izlediğim ve merakla beklediğim The Skin That I Live in'i dün izledim. İzlemez olaydım. Kafamdaki Almodóvar imgesini kırdı geçirdi.

Efendim, filmi kısaca özetleyeyim. Sonunu da söyleyeceğim ona göre. Zaten başta verdik uyarıyı.

Filmimizin esas oğlanı Antonio Banderas, işinin über ehli bir plastik cerrahdır. Batmanvari bir hauz'da yaşar. Evinin altını bir tıbbi laboratuvara ve kliniğe dönüştürmüştür.

Bu adamcağızın karısı seneler evvel gerçekleşen bir kazadan ağır yanıklar alarak kurtulur. Yaşaması bile bir mucizedir. Kadının, kendi halini görmemesi için evdeki bütün aynalar kaldırılmıştır. Ama bir gün pencereden bakmaya kalkışan kadıncağız, camdaki korkunç yansımasını görür ve kendini camdan aşağı boca eder.

Yetti mi? Yetmedi.

Bu manzarayı, o sırada (kazık kadar olmasına rağmen) bahçede oyuncaklarıyla oynamakta olan kızı da görmez mi? Üstüne, kız da azıcık kafayı yemez mi?

But The Çile goes on...

Genç kızın çilesi henüz bitmemiştir. Bir partide (düğün müydü?) tanıştığı genç bir delikanlının tecavüzüne de uğrar, tam olur. Zaten yakın zamanda çıkarıldığı kliniğe geri döner ve orada intihar eder.

Tövbe yarabbim. Devam ediyorum.

Bu sırada Antonio Bey de boş durmaz ve kızının intikamını almak için tecavüzcüyü kaçırır, kendi kliniğine kapatır. Çünkü onun için özel bir ceza düşünmektedir. Peki nedir bu ceza? Sıkı durun. Antonio, genç adamı bir kadına dönüştürür. Bildiğin; vajinoplasti, göğüs silikonu, hormonlar vs...

İşte beni, filmde asıl sarsan nokta da burası oldu. Yani, Almodóvar'cığım aklın sıra feminist bir film yaptığını düşünüyorsun bu belli ama tecavüzcüye kadına olma "cezası" vermek ne kadar feminist bir fikir sence?

Adama, kadın olduktan sonra bir de tecavüz ettiriyorsun filmde. "Gör bakalım..." gibisinden.

Hukuk Fakültesini Tahran Açık Öğretim'den mi bitirdin sen?

Bu filmde Almodóvar'ın feminizmle münasebeti kadar bilimle olan ilişkisi de etkiledi beni. Adam bu yaşına gelmiş, yeni duymuş sanki; DNA, genetik, fareler üzerinde deneyler vb terimleri.

Onu bırak, hayatında hiç bilimsel konferans da mı görmedin?

Gülben Ergen'in "o pornodaki ben değilim" toplantısı bile daha inandırıcıydı yahu.

Almodóvar'cığım, senin resmen beynin yanmış cicim.

Yüksek uyuşturucu kafasındayken televizyonda Nasyonel Coğrafya açıkmış. DNA sarmalları falan böyle böyle dönüyormuş ekranda. Aklına da bu öykü gelmiş. "Hah," demişsin "ben bunu çekeyim."

Ha ha!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder